Freitag, 5. September 2008

Ne oldu bizlere?

Biz buralara ne hedeflerle geldik. Bir kaç sene çalışmak, Türkiye'de ev sahibi olabilmek, biraz da olsa paramız olsun diyerek atılmadık mı bu gurbet ellere? Baktık ki bu hedeflere kolayca ulaşamıyoruz. Ailelerimizi buraya getirmeye başladık, çocuklarmız oldu, onlar büyümeden gitmek için çabaladık ama bu da olmadı. Çocuklarımız büyüdüler, evlendiler, kendi çocukları oldu ama bizler halen buralardayız.
Kalacağımızı anlayınca, bazılarımız evler, daireler almaya başladılar.
Daha sonra buralarda eksiklerimizin olduğunu anladık. Kalıcıysak, mezarlıklara, camilere, huzurevlerine; gençlerimize eğitim verecek, onların boş zamanlarını dolduracak kültür merkezlerine ihtiyacımız olduğunu gördük. Bunlar kaçınılmaz birimler.
Bunları nasıl yapabiliriz?
Derneklerimiz, teşkilatlarımız ve camilerimiz bu konularda aktiv olmalılar. Onlar aktiv olunca, bizler de destek olmalıyız. Fakat bu çalışmaların yeterince yapıldığını göremiyoruz.

Profesyonelce bir çalışma olmadığından, yöneticilerimiz de hafta ortası çalışma mecburiyetinde olduklarından, sadece hafta sonu bir araya gelinebiliyor. Hafta sonunda hiçbir resmi makamla görüşme imkanı olmuyor. Buralarda bir birlik sağlanması gerek; profesyonelce bir ekip görevlendirilmeli ve bu ekip Vorarlberg'deki bütün çalışmaları koordine etmeli, resmi makamlarla görüşmeli, toplum için istenilenleri sağlayabilmelidir.
Yöneticilerimiz mutlaka böyle bir organizasyonu gerçekleştirme mecburiyetindedirler. Gerçekleşmediği zaman, olmaz mı? Elbette olur ama yavaş yavaş. Bir 40 sene daha geçebilir.
Böyle yavaş bir şekilde gittiğimiz sürece İslam'a, Türklere, yabancılara saldırılar artmaya başladı ve daha da artacak. Örneğin cami ve minare yapımını zorlaştıran yasa tasarısı Vorarlberg'de çıkartılmak isteniyor. Kärnten Eyaleti'nde ise çıkartıldı. Vorarlberg'de dernek ve cami yönetimlerinden ortaklaşa bir medya bildirisi bile sağlanamıyor.
Böyle mi olması gerekiyor?
Elbette hayır.
Profesyonel bir ekip olsaydı, bu metin hazırlanır, yöneticilerimize giderek onaylatılır, sonra medyaya ve Eyalet Başkanlığı'na gönderilirdi. Bu da bizim açımızdan olumlu sonuçlar verirdi. Yerel medya haftalarca yabancıları konu ediyor, bir kaç arkadaşımız hariç, kuruluşlarımızdan hiç bir demeç gelmiyor.
Böyle olmaması gerekir.
Bir ofis kurarak, eğitimli, bilgili, topluma yararlı bir kaç arkadaşımızı görevlendirmemiz gerekir. Böyle yapmadığımız takdirde, kabuğumuza çekilerek, buradaki yaşamımızı daha da zorlaştırmış oluruz.
Lobi gereklidir; yabancıların da bu ülkeye büyük katkılarının olduğunu dile getirmemiz lazım. Bizlerin de bu toplumun bir parçası olduğumuzu göstermemiz gerekir.
Şu amatörce yönetim sistemlerini aşamazsak, yılda bir futbol turnavası, bir kermes, bir konser düzenlemekten fazla ileri adım atamayız. Gelin profesyonelce çalışmak için ne gerekiyorsa düşünelim, yapalım, canlandıralım. Çocuklarımızın ve gençlerimizin huzur içinde yaşamalarının yollarını arayalım. Gençlerimize daha fazla aktiviteler sunalım. Unutmayalım ki onlar bizim geleceğimizdir.
Saygılarımla
Adnan Dinçer
NBZ Partisi Genel Başkanı
www.adnandincer.at

Keine Kommentare: